Neden Üzülmeliyiz?
Gene aklımı karıştıran, beni düşündüren bir konu ile karşınızdayım. Biraz kafa açıcı, biraz da deneyimlerle barıştırıcı olmasını umut ederek bu yazıyı yazmaya karar verdim. Sizlere hepimizin deneyimlemekten kaçındığı ancak bir o kadar da gerekli olan bir şeyden bahsedeceğim: üzülmek! Bu üzülme meselesi o kadar istenmez ki, sevilmeyen uzaktan akraba misali görünce yol değiştirilir. Hadi kaçmadınız, kendinizi üzülmeye bıraktınız diyelim. Bu sefer çevrenizdekiler sizi oradan çıkarmaya çalışır, teselli etmek isterler. Çok iyi niyetlerle "lütfen üzülme" derler. Haklılar tabii, psikopatolojik bir durumdan söz etmiyorsak -psikopatolojileştirmeyi de hiç sevmem ancak istisnai durumlara işaret etmek için kullanayım madem-, üzülmek hepimiz için kötü bir deneyim diyebiliriz. Peki hakikaten üzülmemeli miyiz? Hep mutlu olmak mı ideal olandır? şeklinde sorularımı yönelterek, literatürü (okuduğum kadarını) önünüze seriyorum. Üzülmekten neden bu kadar çok kaçtığımızı düşünürken, bir yandan ...