Komik Olan Şeyler Neden Komik?

Bir süredir kafamı kurcalayan, üzerinde düşündüğüm, eğlenceli bir o kadar da beyin tırmalayan bir konu vardı. Şu sıralar elim biraz boş olduğunu için üzerine bir şeyler okumaya karar verdim. Sonra gördüm ki pek çok kaynak var. Hepsini derleyip, bir blog yazma fikri mantıklı gelmeye başladı. Aklıma takılan soru şöyle ki; komik bulduğumuz şeyler neden komik? Mizahı ortaya çıkaran faktörler nelerdir? Aklıma takılmasının sebebi de sürekli bir şeylere gülüyorum, bir şeyleri komik buluyorum. Sonra dönüp "bu şimdi niye komik ki?" diye sorguluyorum. Neyse ki, 3-5 Google taraması sayesinde bazı cevaplar bulabildim.

Öncelikle mizah nedir? diye bir düşündüm. Ne olduğunu bildiğimiz şeylerle ilgili bir tanım cümlesi kurmak bana her zaman zor gelmiştir. O nedenle, kendi kendime bu işe kalkışmadan daha güvenilir bir yerden bu tanımı yazacağım. Warren ve McGrawn oldukça güncel olan makalelerinde (2016), mizahın evrensel bir tanımının olmadığını ancak şu şekilde özetlenebileceğini söylüyor: eğlenmenin pozitif duygusuyla nitelendirilmiş bir psikolojik tepki, bir şeyin komik olabileceğine dair yapılan bir değerlendirme ya da kahkaha atmaya bir eğilim. Aynı makalede, mizahın üç farklı tepki ile kendini gösterebileceğinden de bahsediyorlar: işin davranış kısmı (ki bu da kahkaha atmak oluyor), bilişsel kısmı (bir şeyin komik olabileceğine dair algılar) ve duygusal kısmı (eğlenmenin pozitif duygusunu deneyimlemek). Tam bu noktada, benim beynimi tırmalayan şeyin aslında mizahın bilişsel kısmı olduğunu fark ediyorum. Peki biliş nedir? Biliş kavrama, öğrenme, algılama vb. zihinsel süreçlere verilen isimdir. Yani, mizahın bilişsel kısmını incelediğimizde komik olan bir şeyin neden komik olduğuna dair birtakım cevaplar bulmamız mümkün olacaktır. Bununla ilgili olarak da üç teorinin bize yardımcı olacağını düşünüyor ve o teorilere yakından bakalım diyorum.


Mizah psikolojisindeki en önemli teorilerden biri olan uyuşmazlık teorisi (bkz: incongruity theory),  beklenmedik ve alışılmışın dışına çıkan şeylerin mizah unsuru olabileceğini savunuyor. Yani bir bakıma, durumdaki beklenmezlik insana şaşkınlık veriyor bu nedenle gülme davranşını tetikliyor. Buna ek olarak, uyuşmazlık teorisi, mizahın dört farklı biçimde ortaya çıkabileceğini savunuyor: 1) şaşkınlık uyandırıcı (surprise) 2) genellikle yan yana gelmeyen iki kavramın yan yana geldiği durumlar (juxtaposition), 3) atipik, alışılmamış (atypical) ve 4) yaygın olarak karşılaşılan durumların ihlali (violation). Aslında tüm bu elementlere baktığımızda, mizahın zihnin algılayış biçiminin dışına çıkan durumlarda kendini gösterdiğini söylemek mümkün. Tabii bu noktada zihnimizin algılayış biçiminin sübjektif olduğundan bahsedebiliriz. Bu nedenle, mizah anlayışının da sübjektif olduğunu söyleyebiliriz. Bir de neyin alışılmış ve beklenilen olduğuna karar veren mekanizmayı da sorgulamak gerek belki. Bu noktada da kültüre, inançlara, yaşayış biçimlerine atıfta bulunmasak olmaz sanki. Bir kültürde alışılmış, beklenilen olan bir şeyin başka bir kültürde tam aksi olması muhtemel. Ya da aynı kültürde yetişmiş iki insanda dahi alışılmışın dışına çıkan şeyler farklı bir şekilde yer edebilir çünkü, başka başka insanlar için kültür başka şekilde deneyimlenebilir.

Uyuşmazlık teorisinden sonra, en popüler olan teorilerden biri de üstünlük teorisi (bkz: superiority theory). Bu teoriye göre, insanlar başkalarının hatalarına ve talihsizliklerine gülebilirler. Çünkü, insanlar o durumu o an kendileri deneyimlemedikleri için, olayla ilintilerini kaybedebilirler ya da o durumla ilgili insanlar kendilerini üstün hissedebilirler. Çok yaygın bir durum olarak, kendimiz düştüğümüzde bu çok acı verici bir deneyim olurken; başkası düştüğünde gülmemiz bu teoriye örnek olabilir.

Son olarak, rahatlama teorisinden (relief theory) bahsedebiliriz. Rahatlama teorisi, insanların gergin anlarda rahatlayabilmek adına, gerginliği en düşük düzeyde deneyimlemek adına güldüğünü öne sürüyor. Bu durumda mizah ise, insanın gerginlikle baş etmedeki en önemli silahlarından biri haline gelmiş oluyor. Bu noktada, biraz Türkiye'den konuşarak, kendi gözlemlerimi aktarmak isterim aslında. Niye mi? Çünkü, son yıllarda ülkede meydana gelen zorlu durumları unutmamız mümkün değil. Terörden tutun, darbe girişimine kadar, büyük elçi öldürülmesinden tutun diplomatik krizlere kadar her türlü şeyi görmüş bulunmaktayız. Bununla doğru orantılı olarak, sosyal medyada da mizahın arttığını gördük desem yanılmış olmam herhalde. İşte tam bu noktada, Türkiye'de yaşayan biri olarak, bu teoriyi anlamlandırmada güçlük çekmedim diyebilirim.

Mizahla ilgili üç popüler teoriyi bu şekilde derlemeye çalıştım. Bununla ilgili literatür, -Türkçe kaynaklarda olmasa da- İngilizce kaynaklarda oldukça zengin. Gönül isterdi ki hepsini aktarabileyim ancak, birtakım temel bilgiler elde etmede bu bloğun bir nebze faydası dokunabilir diye düşünüyorum. Komik olan şeylerin kökenine dair bir çerçeve çizdikten sonra, komik olmayan şeylerin kökenine dair bir çerçeve çizmek de aklımızın bir köşesinde daha öte bir merak olarak yer edinebilir.

Okuma Önerisi:

*Warren, C. & McGraw, P. A. (2016). Differentiating what is humorous from what is not. Journal of Personality and Social Psychology, Vol. 110, 407-430.


Yorumlar